Gerek kendi hayatımızda gerekse içinde yaşadığımız toplumun ve yakın çevremizin hayatında gözlemlediğimiz zorluklar, trajediler, uzun süreli mahrumiyetler, afetler, kazalar, toplumsal baskılar… kişiliğimizi uzun süre etkileyebilen travmalara sebebiyet vermektedir. Bu travmaların sebepleri, etkisi, tetikleyicileri ve tezahürleri kişiden kişiye değişiklikler gösterse de genel geçer bir kısım özellikler taşımaktadır. Kendimizde ve yakın çevremizde gözlemlediğimiz bu tezahürler ve problemler sağlıklı bir teşhis ve tedavi mekanizması gerektirmektedir. Hem travma yaşayan kişinin hem de travma yaşayan kişilerle birlikte olanların bu değişim ve etkilerin farkında olması, sürecin nasıl işlediğine dair bilgi edinmesi ve bu zorluklar karşısında ne yapacağını bilmesi iyileşme sürecinin hızlı atlatılabilmesi için önem arz etmektedir.
Bu çalışmamızda travma belirtileri yaşayan ve onlara destek olmaya çalışan toplum üyelerine faydalı olması ümidiyle bir kısım psikolojik, tıbbi, toplumsal ve dini yaklaşımları istifadenize sunuyoruz.
TANIM
Travma sonrası stres bozukluğu müteferrik sebeplerden dolayı oluşan travma neticesinde fertlerde görülen düşünsel, duygusal veya bedensel sorunları kapsar. Depresyonla birlikte ruhsal travmalardan sonra en sık rastlanan rahatsızlıklardan biridir. Doğal afetler, savaşlar, aile içi şiddet, kazalar, ölüm tehdidi, yaralanma veya yaralanma tehdidi, cinsel şiddet veya cinsel şiddet tehdidi gibi korku, dehşet ve çaresizlik gibi hisler getiren durumlar travmatik vakalar kapsamında değerlendirilebilir. Bu durumlara doğrudan maruz kalmak, şahsen tanık olmak, gönül ve mantık bağı bulunan birisinin maruz kaldığını öğrenmek veya bu durumların ayrıntılarına meslek icabı sürekli veya aşırı derecede maruz kalmak (örn: çocuk istimarıyla ilgili ayrıntılara sürekli maruz kalan polis memuru, savaşa tanık olan asker, vahşet görüntülerine maruz kalan ilk yardım ve acil sağlık hizmetleri) travma sonrası stres bozukluğuna sebebiyet veren başlıca etmenlerdir.
Travma sonrası stres bozukluğunun teşhisinde göz önünde bulundurulabilecek kriterleri ihlal neticesi kendini gösteren semptomlar, kaçınma, algıda ve halet-i ruhiyede meydana gelen olumsuz değişiklikler, aşırı uyarılma ve dissosiyatif (kendini gerçeklikten koparma) semptomlar altında inceleyebiliriz.
İhlal Semptomları
Travma sonrası stres bozukluğu görülen kişilerde, travmatik olay(lar) ihlal neticesinde aşağıdaki şekillerden biri veya birkaçı suretinde tekrar tekrar yaşanmış ve tecrübe edilmiş olabilir:
- Tekrarlanan, istem dışı ve birden zihne gelen anılar
- Travma ile ilgili içeriği ihtiva eden kabuslar
- Kişinin kısa süreli semptomplar ya da uzun süreli şuur kaybı şeklinde düşüncelerinden, duygularından, hatıralarından veya kimlik duygusundan kopması
- Travmatik olay(lar)ın hatırasını tetikleyici unsurlara maruz kaldıktan sonra beliren şiddetli veya uzun süreli stres ve üzüntü
- Travmaya bağlı uyarılara maruz kaldıktan sonra oluşan fizyolojik veya psikosomatik tepkiler
Kaçınma
Travmaya yol açan olay(lar)dan sonra, stres ve üzüntü meydana getiren ve travmayla ilişkili olan uyarıcılardan, hatırlatıcı unsurlardan sürekli ve özel bir gayret göstererek kaçınma, travma sonrası stres bozukluğunun belirtilerindendir. Bu uyarıcılar travma ile ilgili düşünceler veya duygular olabileceği gibi travmaya bağlı harici hatırlatıcılar da (örn: kişiler, yerler, konuşmalar, etkinlikler, nesneler, durumlar) olabilir. Enkaz altında kalmış kişilerin evin enkazının bulunduğu yeri, hatta o şehri ziyaret etmemeleri ve olaydan bahsetmek istemeyişleri kaçınmaya örnek olarak verilebilir.
Algıda ve Halet-i Ruhiyede Olumsuz Değişiklikler
Eşya ve hadiseleri algılamada ve kişinin genel halet-i ruhiyesinde travmatik olay(lar)dan sonra başlayan ya da kötüleşen olumsuzluklar şunlar olabilir:
- Travmatik olayın temel özelliklerinin hatırlananaması. (Burada üzerinde durulması gereken bir husus, hatırlamadaki bu güçlüğün disosiyatif amnezi, kafa travması, alkol veya uyuşturucu gibi sebeplerden dolayı değil direkt travma sonrası stres bozukluğuyla ilişkili olmasıdır.)
- Kişinin kendisi veya dünyayla ilgili sürekli “ben kötü biriyim”, “dünya tamamen tehlikelidir”, “varlığın mayasında kötülük vardır” gibi çarpık olumsuz inançlar ve kabuller geliştirmesi
- Travmatik olay(lar) veya neticesinde ortaya çıkan durumlarla alakalı sürekli gerçek sebep ve saiklerden uzak bir şekilde kendisini veya başkalarını suçlaması
- Travmaya bağlı olarak korku, dehşet, öfke, suçluluk veya utanç gibi duygular edinilmesi
- Travma öncesi önemli addedilen faaliyetlere olan ilginin belirgin bir şekilde azalması
- Merdümgirizlik hastalığı veya yabancılaşma gibi hislerin yerleşmesi
- Müspet duygular hissedememe hali ve bunun uzun bir süre devam etmesi
Travma sonrası stres bozukluğunun önemli belirtilerinden birisi yukarıda bahsi geçen ilk üç kriterdeki (ihlal semptompları, kaçınma, algıda ve ruh halinde olumsuz değişiklikler) herhangi bir maddenin bir aydan daha uzun bir süre devam etmesidir.
Aşırı Uyarılma
Travmatik stres bozukluğu yaşayan bir kişinin uyarılma ve tepkilerinde travmatik olay(lar)dan sonra başlayan ya da kötüleşen değişiklikler şunlar olabilir:
- Çabuk sinirlenme veya asabi davranışlar sergileme
- Kendini harap edici ya da pervasız davranışlarda bulunma
- Aşırı ihtiyatlı, tedbirli ve tetikte olma hali
- Abartılı şaşırma veya irkilme tepkisi gösterme
- Konsantrasyon problemleri
- Uyku bozukluğu ve panik atak gibi bedensel problemler
Dissosiyatif (Kendini Gerçeklikten Koparma) Semptomlar
Yukarıda bahsi geçen teşhis kriterlerini karşılamanın yanı sıra, bir kişi travma ile ilişkili uyaranlara tepki olarak şu durumlardan herhangi birini yüksek düzeyde yaşıyor olabilir:
- Duyarsızlaşma/benliğini yitirme: Kişinin olaylara dışarıdan bir gözlemci olarak bakıp duygusal olarak katılamaması veya kendinden kopma deneyimi yaşaması. Bu durumu yaşayan bir kişi “bu olanlar bana olmuyor” veya “bu bir rüya olmalı” şeklinde düşüncelere sahiptir.
- Derealizasyon: Gerçek olmadığını düşünme, hadiselerle arasına mesafe koyma veya gerçeği çarpıtma deneyimi. Derealizasyondan muzdarip bir insan sıklıkla “bu olanlar gerçek değildir” gibi düşüncelere gark olur.
Bunlar dışında travma sonrası stres bozukluğunun emaresi olan başka kişisel veya sosyal sıkıntılar veya işlevsel bozukluklar da mevcut olabilir. Bu rahatsızlıkların ortak özelliği ilaç, madde kullanımı veya hastalıklardan dolayı değil bizzat travma kaynaklı olarak meydana gelmiş olmalarıdır. Öte yandan, travmalar sonrası oluşan problemlerle ilgili tam teşhisin altı aydan önce konması zordur, ancak bazı semptomların hemen boy göstermesi mümkündür ve uygun tedavi yöntemlerine müracaat edilmesi gerekmektedir.
TEDAVİ
Travma sonrası stresi bozukluğunun, toplumsal destek metotları, semptomları kontrol altına alan çeşitli ilaçlar ve çeşitli psikoterapi yöntemleri vesilesiyle tedavisi mümkündür. Şiddetli vakaların tedavisinin, konuşma terapisi gibi yöntemlere müracaat eden klinik psikologlar veya ilaç tedavisini tercih eden psikiyatrlar gibi uzmanlar eşliğinde götürülmesi ehemmiyet arz eder.
Terapiler
- Bilişsel Davranışçı Terapi
Bilişşsel davranışçı terapi, psikoloji ve psikopatoloji alanlarındaki bulguları, ruhsal sorunları sözel etkileşim yoluyla çözmeye çalışan psikoterapiye uygular. Bir tür konuşma terapisidir. Olumsuz düşünceleri, davranışları ve psikolojik sıkıntılardan dolayı oluşan duygusal tepkileri değiştirmeyi hedefler. Öncelikle bireylerin güncel sorunlarına odaklandığı gibi kazandırdığı becerilerle bireylerdeki çarpık düşünceleri saptamaya ve onların çevreyle yeni ilişkiler tesis etmesine vesile olabilir.
- Göz Hareketleri ile Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme
Göz hareketleri yoluyla travmatik olayların stresini azaltan bir psikolojik tedavidir. Bugüne kadar yaklaşık 2 milyon kişinin farklı şekillerdeki ruhsal rahatsızlıklarının tedavisinde kullanılmıştır. Özellikle kaygı, suçluluk, kızgınlık, depresyon gibi travma sonrası semptompları gösteren kişilerde anlama ve bilgi işleme süreçlerini kolaylaştırmaya, travmatik hatıraların tadil edilmesine ve bu hatıralarla alakalı duyguların olumsuz yargılardan olumlu hale getirilmesine imkân sağlar.
- Maruz Kalma ve Tepki Önleme
Bilişsel davranışçı terapinin bir çeşidi olarak da görülebilir. Korkulan hususlarla veya travmatik deneyimlerle kişiyi güvenli bir ortamda tekrar yüzleştirerek psikolojik sıkıntıları azaltmaya yardımcı olur. Bu terapi aynı zamanda travma sonrası stres bozukluklarında sıklıkla rastlanan abartılı veya katastrofik düşünceleri de azaltmayı hedeflemektedir.
İlaçlar
- Selektif Serotonin Gerialım İnhibitörleri (SSRI)
Sertralin, Sitalopram, Fluoksetin, Paroksetin, Fluvoksamin, Escitalopram gibi antidepresan ilaçların bir grubuna verilen isimdir. Başlıca etkisi serotonin hormonunun seçici geri alımıyla irtibatlıdır. Depresyona dûçar olmuş ruh hallerini ve endişe semptomlarını hafifletir.
- Sertralin (Zoloft)
Majör depresyon, obsesif kompulsif bozukluk, sosyal fobi, travma sonrası stres bozukluğu, adet öncesi veya vücut disforik bozukluğu, sosyal anksiyete bozukluğu gibi rahatsızlıkların tedavisinde kullanılan bir antidepresan türüdür. En iyi sonuçları selektif serotonin gerialım inhibitörleri ve bilişsel davranışçı terapinin birleştirilmesiyle elde ettiği gözlemlenmiştir.
- Fluoksetin (Prozac & Sarafem)
Serotonin geri alımını inhibe etmek suretiyle antidepresan etkinlik gösterdiğine inanılan başka bir ilaç türüdür. Depresyon, obsesif kompulsif bozukluk, bulimia nervosa, panik bozukluğu ve adet öncesi disforik bozuklukların tedavisi ve semptomplarının giderilmesi adına kullanılır.
- Paroksetin (Paxil & Seroxat)
Depresyon, sosyal anksiyete bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu, yaygın anksiyete bozukluğu, obsesif kompulsif bozukluk ve adet öncesi disforik bozukluk tedavilerinde kullanılan bir antidepresan türüdür.
TOPLUMSAL DESTEK
İlaç tedavisi dışında ve kalıplaşmış psikoterapi yöntemlerinin ötesinde travma sonrası stres bozukluğunun tedavisi toplumsal destek metotlarıyla da mümkündür. Bu yaklaşımda bir toplumun rehber insanlarına, kardeşlik müesseselerine veyahut sadece bu amaçla kurulabilecek birimlerine önemli görevler düşmektedir. Toplumsal destek adına travma sonrası stres bozukluğunun tedavisinde yardımcı olacak kişilerin tedavideki rolünden ve dikkat edilmesi gereken başlıca hususlardan bahsedebiliriz.
Yardımcı Olacakların Tedavide Rolü
- Utanma, korku ve utanç hisleri nedeniyle fertlerin travmatik tecrübelerini paylaşmaları son derece zor olabilir. Travma sonrası stres bozukluğu yaşayan bireylere yardımcı olacak insanlar iyi bir dinleyici olmalı, kişilerin söylediklerini onlara olumlu bir şekilde yansıtarak ucu açık sorularla konuşmalarını kolaylaştırmalı ve empati ile neler hissettiklerini anladıklarını göstermelidirler.
- Yardımcı olunan kişi konuyu bir şekilde anlattığı sürece, konuşmasını kesintiye uğratmamak için azami gayret gösterilmelidir. Kişi konunun dışına çıkıp ilgisiz şeylerden bahsetmeye başlarsa, ucu açık sorular tevcih ederek hikayelerinin belirli bir bölümüyle ilgili daha ayrıntılı bilgi istenmelidir.
- Yardım etmek isteyen kişiler de sonuçta bir insandır ve bazen, travmatik bir meselede kişiyi konuşturmaya çalıştıklarında kendilerini kötü hissedebilirler. Yardım etmek istenilen kişi hakkında empati yapmak ve onu incitmeden çekinmek normal bir içgüdüdür. Bununla birlikte, bu davranış iki tarafta da meseleyi ele alma hususunda kaçınmaya neden olabilir. Bu vartaya düşmemek için yardımcı olunan kişi hikayesini anlatırken dinleyici taraf duygularını kontrol edebilmelidir.
- Tekrarlama olacaksa bile, yardımcı olunan kişiden sık sık yüksek sesle yazdıklarını okumaları ya da hikayelerini paylaşmaları istenebilir. Bu, kişiyi kaçındığı ve utandığı duygulara güvenli bir ortamda daha sık maruz bırakarak normalleşmesini sağlama sürecinin bir parçasıdır.
Dikkat Edilecek Hususlar
Travma sonrası stres bozukluğu yaşayan kişilerle konuşurken ya da ilgilenirken dikkat edilebilecek hususlarla alakalı şunlar söylenebilir:
- Stres bozukluğu yaşayan kişilere hikayelerini anlattırma; bakış, davranış ve sözle herhangi bir yargılamaya girmeme; göz teması kurarak bedenen, zihnen ve ruhen orada hazır bulunduğunu ve kişilerin acılarını, endişelerini paylaştığını hissettirme
- Travmaya maruz kalmış kişiler yalnız kaldıklarında olumsuz düşünceler akıllarına geleceğinden ya da tahrip edici bir kısım davranışlara girebileceklerinden, elden geldiğince yalnız kalmamalarını, grup içinde bulunmalarını ve meşgul olmalarını temin etme
- Travma sonrası stres bozukluğu yaşayan kişilerin yaralı ve hassas olma ihtimalleri göz önünde bulundurularak onları şefkatle kucaklayan, güvenli ve istikrarlı bir ortam meydana getirme
- Kişilerdeki olumsuz düşünceleri ve duyguları tetikleyen hususları tespit edip onlardan uzak kalmalarını temin etme
- Travma sonrası stres bozukluğu yaşayan kişilerin adım adım uygulayabilecekleri ve hayatlarını düzene sokmalarına yardımcı olacak bir plan yaparak onu takip etmelerini temin etme
- Daha ileri vakalarda uzman yardımına yönlendirme